en zor taraf.
thrown in at the deep end: bir işin zorluklariyle birdenbire (umulmadık bir anda) karşılaşmış.
(işin) en zor kısmı(nda).
to be at the end of one's tether: çaresiz kalmak, çaresizlikten kıvranmak.
iki tehlike arasında, çaresizlik içinde, (aşağı tükürsem sakalım, yukarı tükürsem bıyığım).
gözü dönmek Fiil
birdenbire kızmak/öfkelenmek/parlamak, tepesi atmak, çileden çıkmak.
(a) çileden çıkmak, tepesi atmak, çok kızmak/öfkelenmek, (b) kendini zor duruma sokmak, düşünmeden ileri DEVAMINI OKU
atılmak, (c) duygusal kontrolu kaybetmek, intihar etmek. GİZLE
kış ortasında.
the deep of winter: karakış.
deep into the night: gecenin ilerlemiş saatlerinde, DEVAMINI OKU
gecenin geç vaktinde. GİZLE
düşüncesizce taahhüt altına girmek Fiil
borca batmış olmak Fiil
çamura batmış olmak Fiil
gece yarısına kadar çalışmak Fiil
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun